"Hemen ülkeyi terk etmeniz lazım!"
Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur…
Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek sever… Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin…
Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir "baba"dır… Vefakar bir dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir…
Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır… Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür… Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir…
Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkumiyettir… Devletin Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaadettiğini farkeden büyük patron, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir…
Hızır Reis'in özel hayatı da dalgalıdır… Birkaç yıl önce sevdalandığı mimar Nazlı diğer tarafta eşi Meryem...