Koronavirüsün etkilediği kişilerden biri de İstanbul’da esnaflık yapan Ahmet Emecen oldu. Yüksek ateş ve öksürük şikayetiyle hastaneye giden Emecen’e koronavirüs testi yapıldı. Testin pozitif çıkması sonucu çekilen tomografide virüsün akciğerlerin yüzde 80’ini kapladığı belirlendi. Nefes almakta güçlük çeken Emecen, apar topar yoğun bakıma kaldırıldı. Koronavirüs tedavisine başlanan adam, tedaviye rağmen iyileşemedi. Doktorların ‘hastayı kurtaramıyoruz’ dediği bir dönemde Emecen son bir umutla İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’ya sevk edildi. Emecen’e bu hastanede ozon tedavisi uygulandı.
Yoğun bakımda ozon tedavisi almaya başlayan Emecen, günden güne hızla iyileşmeye başladı. Tedaviyi gerçekleştiren İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa'dan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir, “Ozon kuvvetli bir dezenfektan. Hem bakteri hem virüsler üzerinde etkili. Uygun dozlarda kullanıldığında kandaki virüsleri parçalayacağını öngörmüştük” dedi.
"CİĞERLERİMİN PATLAYACAĞINI HİSSETTİM"Nefes alırken adeta ciğerinin parçalandığını anlatan Ahmet Emecan, “Önce ateşimin çıktığını hissettim. Kahvaltıya geçtiğimizde iştahımın da olmadığını fark ettim. Biraz öksürüğüm vardı. O gün bir devlet hastanesine gittim. Orada film çekildi ve koronavirüs tespit edildi. Virüsün akciğerlerimi kapladığını söylediler. Nefes diye bir şey kalmamıştı. Virüsün ciğerlerimi kapladığını hissediyordum. Nefes alamadığım için artık son safhaya geldiğimi biliyordum. Benim için çok zorlu bir süreçti. Ciğerlerimin patlayacağını hissettim. Bunun üzerine yoğun bakıma aldılar. 18 gün kadar yoğun bakımda kaldım. Oksijen seviyem düzelince servise aldılar” diye konuştu.
"HİÇBİR HASTALIĞIM YOKTU ANCAK VİRÜSÜ ÇOK ZOR ATLATTIM"Tansiyon, kalp ve diyabet gibi hiçbir yan hastalığı olmamasına rağmen zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini ifade eden Emecen, ozon tedavisi sonrası yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı:
"50 yaşına kadar doktor yüzü görmemiş bir insanım. Sigara ve alkol gibi bir alışkanlığım bile yoktu. Bunlara rağmen hastalığı çok ağır geçirdim. Hastalığı en ağır geçirenlerden biri olduğumu hissediyorum. Tedaviler uygulandı ama vücudum cevap vermedi. Entübe (solunum cihazına bağlama) işlemi yapılacağı söylendi. Yoğun bakımdayken 3'üncü günümde ozon tedavisine başlandı. Bunun ardından vücudumda toparlanmalar olduğunu hissettim. Kendimi iyi hissetmeye başladım. Beni hayata bağlayan ailem, çevrem, sevdiklerim oldu. Yanımda olamasalar da arkamda benimle olduklarını biliyordum. Evet, çok zorlu bir süreçti ama mücadele edebileceğimi biliyordum. Çok şükür iyiyim."
"HAYATI SEVİYORSANIZ MESAFENİZE DİKKAT EDİN"Emecen, bazı insanların normalleşme ile koronavirüs tehlikesini unuttuğunu belirterek, “Dışarıda maskesiz, sosyal mesafeye dikkat etmeyen insanları gördükçe çok üzülüyorum. Onlar hem kendilerini hem de diğer insanların hayatını riske atıyorlar. Bu hastalığa yakalandıklarında çok üzüleceklerini bilmiyorlar. Bilseler herhalde bunu yapmazlar. İnsanlar birbirlerini ve hayatı seviyorlarsa lütfen dikkatli olsunlar” uyarısında bulundu. Eşi Hatice Emecen ise zorlu bir tedavi süreci geçirdiklerini anlatarak, “Yalnız başınaydı, yanına hiç gidemedik. Bizim için onun yanında olamamak çok zordu. İnsanlara tavsiyem, maskelerini takıp sosyal mesafe kuralına dikkat etmeleri yönünde. Yoğun bakım çok zorlu bir süreç” dedi.
YOĞUN BAKIM DOKTORU: AHMET BEYİ KURTARAMIYORUZİç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedat Özdemir de uyguladıkları tedavi hakkında şunları söyledi:
"Yoğun bakım doktorumuz beni aradı. Tedaviye rağmen hastalığın ilerlediğini ve Ahmet beyi kurtaramadıklarını söyledi. Ne yapabiliriz diye düşündük. Ben klinik koronavirüs hastalarıma ozon terapi uyguluyordum. Sonuçların başarılı olduğunu, hastaların çabucak toparladığını gördüm. Ahmet beye de yoğun bakımda ozon terapi uygulamaya başladık. Tedaviye başladıktan sonra yaptığımız kontrollerde oksijen düzeylerinin kısa sürede yükseldiğini, nefes darlığının azaldığını görmeye başladık. Belli bir süre sonra yoğun bakımdan çıkarabileceğimizi yakınlarına söylediğimde kimse inanamadı. Ancak ozon tedavisi sonrası oksijen düzeyi klinikte tedavi edebileceğimiz düzeye geldi. Belli bir süre klinikte tedavi ettik. Klinikte yatarken de ozon tedavisi uyguladık ve her seferinde oksijeni gittikçe yükseldi. Bunun yanında vücut direnci ve beslenmesi de düzeldi."
"OZON GÜÇLÜ BİR DEZENFEKTAN"Ozon tedavisinin alerjisi olmayan herkese uygulanabileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, "Ozon aynı zamanda kuvvetli bir dezenfektan. Hem bakteri hem de virüs üzerinde etkili. Uygun dozlarda kullanıldığında kandaki virüsleri parçalayacağını öngörmüştük. Koronavirüs kana saldıran bir virüs. Kandaki kırmızı hücrelere yerleşerek onları parçalayıp oradan besleniyor. Kana ozonu uyguladığımızda virüsün yok olduğunu ve belirtilerin gerilediğini tespit ettik. Koronavirüs hastalarında ozon tedavisini kullandık. Koronavirüs tedavisinde ozon terapisi ilk seçenek olarak kullanılabileceği gibi, diğer tedavilere destek olarak da tercih edilebilir."