Siyahi George Floyd’un (46) polis tarafından öldürülmesiyle ABD’yi etkisi altına alan ırkçılık karşıtı gösteriler günden güne artıyor. Ülke geneline yayılan protestolar 16’ncı gününe girdi. Koronavirüs salgınından olumsuz etkilenen Amerika’da yaşanan protestoları değerlendiren Esenyurt Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, artık finansal kapitalizmin başarısız olduğunun iyice ortaya çıktığını söyledi.
“KAPİTALİZM ARTIK BAŞARISIZ”
Dünyanın büyük bunalım içinde olduğunu belirten Prof. Dr. Sait Yılmaz, “En önemli dönüm noktası 1989'du. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ile birlikte 21. yüzyıl başlamış oldu. Aynı zamanda internet ve haberleşme teknolojisiyle bilgi çağı devrimi yaşandı. Amerika'da yaşanan olaylarla bir ilişki kuracak olursak şu anda dünyanın büyük bir bunalımın içinde olduğunu söyleyebiliriz. Bunalımın temelinde devletlerin başarısız olması yani halkın ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayamaması var. Dünyanın birçok bölgesi ayaklanmalara gebe, yönetilemeyen ülkeler artıyor, demokrasi ve kapitalizme dayanan modern düzen artık yürümüyor. Yeni bir dünya düzenine, devlet, aile, toplum, ekonomik düzen, kadın-erkek ilişkileri gibi modern ütopyanın başarısız olduğu kurumları yeniden düşünmek zamanı. Amerika’da yaşananalar aslında ırkçılıktan öte yoksulluk ve eşitsizlik içinde bunalmış, çıkış arayan insanların isyanı. Salgın hastalık sonrası Fransa’da olduğu gibi Avrupa’nın diğer ülkelerinde de insanlar eyleme geçmek için bekliyor” diye konuştu.
“İNSAN 2.0 İLE BEYİNLERİMİZ İNTERNET SİSTEMİNE BAĞLI OLACAK”
Amerika’da sisteme inancın kaybolduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, “İnsanların çıkmazı, haksızlıklar, 2040 yılına kadar çok önemli gelişmelerin habercisi olabilir. 2040 yılına kadar pek çok salgın insanlığı tehdit etmeye devam edecek ama asıl büyük güçler arasında savaş olasılıkları ile karşı karşıyayız. 2040 yılına kadar yaşanacak savaşlar sonrası yen bir düzen kurulacak ve eğer tek dünya hükümetini savunanlar kazanırsa ulus-devletler ortadan kalkacak. Bu dönemden sonra dünya savaşları bitecek ve 2070 yılına kadar olan bir geçiş dönemine geçeceğiz. Bu dönemde geliştirilmekte olan yapay zeka teknolojileri, robotlar hayatımıza girecek ve insanların beynine çip takılacak. Şu anda yaşayan nesil dünyanın en son özgür düşünen neslidir. Çip takıldıktan sonra artık özgür düşünemeyeceğiz. Düşüncelerimiz kontrol altına alınacak. Bu takibin sonucunda özgürlüklerimiz kaybolacak. Bütün dünyanın beyni internet sistemine bağlı olacak, internetten çıkmak yasak olacak. 2070 yılında yeni insan olan İnsan 2.0 ile bu düzen kurulduktan sonra yeni bir dünya ve insan hayatı başlayacak” değerlendirmesinde bulundu.
“GELECEĞİ KİMİN YAZACAĞI BİLİM ADAMLARINA BAĞLI”
Gelecekte insanların gerçek dünyadan kopacağını ve sanal bir dünyada yaşayacağını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, “Geleceğe doğru hızla gidiyoruz ve bu geleceğe gidebilmemiz için bir yeni bir hikaye yazmamız lazım. Modern dünya bir ütopya üzerine kurulmuştur, buradan elimizde distopya kaldı. Yani ütopyanın gerçekleşmemiş kötü hali. Biz şimdi modern ütopyadan geri kalanları yaşıyoruz. Yeni bir ütopyaya ihtiyacımız var. Dünyaya yön verecek olanlar bunu yazacak olanlardır. Bilim insanlarına düşen görev budur. İnsanlara yeni hayatın nasıl olacağını yazacak; ailenin ve kadın erkek ilişkilerinin nasıl olacağı, kapitalizmin yerine ne geleceğini, insanların robotlar ile nasıl yaşayacağını yazacak. Geleceği kimin yazacağı bilim adamlarına bağlı. Örneğin yapay zekayı Amerikalılar yeni bir silah üretimi için, Almanlar yeni bir işçi modeli için, Japonlar ise hizmetçi rolünde düşünüyorlar. Geleceği öngörmenin yolu artık kendinizin yazmasıdır, bu konuda geç kalmamalıyız ” ifadelerini kullandı.
“KENDİ TEKNOLOJİMİZİ ÜRETMELİYİZ”
Yenilenen dünyada insanların evlerine kapanacağına dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, şunları söyledi:
“19. yüzyılı düşünürsek o zamanlar İngilizlerin akıl adamları modern dünyayı yazdılar. İngilizler kendi düzenlerini bütün dünyaya yansıttılar. Özgür yaşayan son insan nesliyiz. 5G insanın kontrolünü sağlayacak. 6G ile de bütün bu teknolojileri tek dünya hükümetinin kontrolü altına alacaklar. Ya insanlık uyanacak ve kendi kontrolünü başkasına bırakmayacak ya da büyük savaşlardan sonra ortaya çıkacak dünyayı kontrol altına alanlar kendi dünya hükümetini kuracak. İnsanlık kendi geleceğine sahip çıkmalıdır. Türkiye’nin yaşadığı problemler de dünyadakinden farklı değil. Türkiye’nin ekonomide üreterek kalkınması gerekiyor. Eğitimin ise işsiz değil, sanayinin ve diğer kurumların ihtiyacı olan elemanı yetiştirmesi gerekir. Kendi teknolojimizi üretmeliyiz, milli teknolojiye sahip olmazsak hep başkalarına bağımlı hale geliriz. Bu yüzden, teknolojinin kaynağı olan temel bilimlere çok önem verilmelidir.”